OSMANLI’DA İLM-İ FIKIH: ÂLİMLER, ESERLER VE MESELELER SEMPOZYUMU GERÇEKLEŞTİRİLDİ

26 Aralık 2016
18:20


İstanbul Araştırma ve Eğitim Vakfı (İSAR) tarafından düzenlenen Osmanlı’da İlimler Sempozyumu Dizisinin ikincisi olan “Osmanlı’da İlm-i Fıkıh: Alimler, Eserler ve Meseleler” sempozyumu 24-25 Aralık 2016 tarihlerinde İslam Araştırmaları Merkezi (İSAM) konferans salonunda gerçekleştirildi.

Yerli ve yabancı, alanında uzman bir çok akademisyenin katılımıyla gerçekleştirilen ve Osmanlı’da fıkıh ilmi çalışmalarına ışık tutan sempozyum; açılış konuşmaları, bir açılış konferansı, altı oturum ve bir kapanış panelinden meydana geldi.

Açılış konuşmaları gerçekleştirildikten sonra Prof. Dr. Mehmet Akif AYDIN’ın, “Altı Asırlık Osmanlı Devleti Uygulaması Işığında İslam Hukukunun Dünü ve Bugünü” başlıklı konuşmasıyla başlayan program, “Osmanlı’da Siyasi Düşünce ve Hukuk” başlıklı ilk oturumla devam etti. Bu oturumda Osmanlılarda adalet kavramı, fesat günlerinde adalet ve bir fıkıh metninin kanunlaştırılması üzerine üç değerli tebliğ sunuldu.

“Osmanlı’da Fıkıh ve Toplum” başlıklı ikinci oturumda sunulan tebliğlerde “Fıkhu’l-Umran konusu ele alındı ve bayındırlık meselelerinin İslam hukukunda nasıl ele alındığı anlatıldı. Bunun yanında Hayreddin er-Remli’nin fetavasında devlet ve toplum konusu tartışıldı ve son olarak Osmanlı Devleti’nde şeyhülislamın rolü hakkında bir tebliğ sunuldu. 

Günün son oturumunda fıkhi meseleler ve tartışmalar ele alındı. Bu oturumda Arap yarımadasında ortaya çıkan bir isyan hareketi ve bunun üzerine ortaya çıkan hukuki cevaplar tartışıldı. Bunun ardından Osmanlı’da vakıf tartışmaları üzerinde duruldu. Son olarak ise Molla Çelebi el-Âmidî’nin merkeze sorduğu sorular ortaya konuldu ve bunlar arasından fıkıh ile alakalı sorduğu soru ön plana çıkarıldı.

Sempozyumun ikinci gününe Osmanlı’da fıkıh usûlü tartışmaları ile başlanıldı. Yusuf b. Hüseyin el-Kirmastî ve eserlerindeki metodunun anlatılarak başlandığı oturum, Kemalpaşazade’nin Tenkih eleştirisinin iki farklı açıdan ele alındığı diğer sunumlarla devam etti. Günün ikinci oturumunda ise Osmanlı coğrafyasındaki fıkhî etkileşimlere değinildi. 13.yy’da Şam ve Anadolu alimleri arasındaki etkileşim, Ayntabî Mehmed Münib Efendi’nin devletler hukuku alanına etkisi ve Memlükler dönemi fıkıh düşüncesinin ilk dönem Osmanlı fıkıh çalışmalarına etkisi ele alındı.

Sempozyumun son oturumunda Osmanlı’da fıkıh eserleri üzerine konuşuldu. Zileli Muharrem Efendi ve Hediyyetu’s-Su’luk adlı eseri, Molla Hüsrev’in Dürerü’l-Hukkam’ı etrafında oluşan şerh-haşiye literatürü ve bu literatürün özellikleri ve son olarak da Cârullah Efendi’nin fıkıh notları üzerine değerlendirmelerin ele alınmasıyla oturumlar sona erdi.

Sempozyum kapsamında, ayrıca, Prof. Dr. Mürteza BEDİR, Prof. Dr. Erol ÖZVAR, Prof. Dr. Şükrü ÖZEN ve Prof. Dr. Hacı Yunus APAYDIN tarafından sempozyumun genel bir değerlendirmesi yapıldı ve “Osmanlı Fıkhı Neden Çalışılmalı?” konulu bir kapanış paneliyle sempozyum sona erdi.