İSAR İhtisas Merkezi olarak faaliyetlerini sürdüren Özbekler Tekkesi, 8 Şubat 2019 tarihinde ve İhtisas Konuşmaları dizisinin 15’inci programı kapsamında Ali Hakan Çavuşoğlu’nun “Sünnî Düşüncenin Teşekkülü” başlıklı konuşmasına ev sahipliği yaptı. Konuşmacının aynı isimle, Prof. Christopher Melchert’in çalışmalarından hareketle derleyip yayımladığı kitabın müzakere edildiği toplantı, tekkenin yaşatılan geleneği olan Özbek pilavı ikramının ardından başladı.
Melchert’in makaleleri ile doktora döneminde tanıştığını kaydeden Çavuşoğlu, fıkıh mezheplerinin teşekkül döneminin araştırılmaya başlanmasının kendi kuşaklarına rastladığını ifade etti. Klasik Yayınları’ndan çıkan kitabının basım sürecinden bahseden Çavuşoğlu, sürecin 2004 yılında başladığını ve çeviriler esnasında Melchert ile bazı görüşmelerde bulunduğunu kaydetti.
Melchert’in ilmî geçmişinden bahsedilerek devam eden konuşmada, onun George Makdisi’nin öğrencilerinden olduğunu ifade edildi. Makdisi’nin Schacht’tan esinlendiği, yani Schacht’ın fıkıh mezheplerinin oluşum sürecini bölgesel ekollerden sonra belirli şahsiyetler etrafında şekillenmiş hukukî okullar olarak açıklayan teorisini benimsediği ve bu teoriyi geliştirdiği kaydedildi. Daha sonra oryantalist gelenekte devam eden lonca tartışmalarından etkilenen Makdisi’nin fıkıh mezheplerini farklı şehirlerde oluşmuş hukukçular loncası şeklinde açıkladığına temas edildi. Onun medreseleri, orta çağda varlığını sürdürmüş, üniversite öncesi bir kurum olarak gördüğü üzerinde duruldu. Melchert’e gelince, onun da mezheplerin teşekkülünü, Schacht ve hocası Makdisi’nin çizgisinde devam ettirip onların teorilerini bir nebze revize ederek açıkladığını belirten Çavuşoğlu, hocası Makdisi’den ayrı olarak tedris kavramından bahseden Melchert’in, fıkhî bilginin hoca-talebe yoluyla aktarıldığına ve bu aktarım sürecinde şerh, tabakat vb. geleneklerin oluştuğuna dair görüşlerini aktardı. Sonrasında Melchert’in, Şâfiî mezhebi’nin kendisinin bahsettiği aşamalardan geçip teşekkül sürecini ilk tamamlayan fıkıh mezhebi oluşu noktasındaki kanaatini zikretti. Bununla birlikte Melchert’in teorisinin özellikle Mâlikî mezhebinin oluşumunu açıklamadığı, bunun da Mâlikîliğin belli bir şehirde gelişmediği ve diğer mezheplerden farklı bir yapı arz etmesi ile ilişkili olduğu belirtildi. Melchert ve Makdisi gibi oryantalistlerin fıkıh kitaplarına vakıf olmaksızın tarihçilik yaptıklarını belirten Çavuşoğlu, Wail Hallaq gibi isimlerin doktrine de hakim olarak fıkıh tarihçiliği yaptıklarını ifade etti. Makdisi’nin birçok kitabının Melchert’e kaynaklık ettiğini belirten konuşmacı, ortaçağ konusunda Makdisi’nin şerh ve haşiye geleneği konusundaki yaklaşımını da dinleyicilerle paylaştı.
Melchert’in düşüncelerinin ardından teşekkül dönemine dair yapılan Türkçe çalışmalar üzerinde de duruldu. Eyüp Sait Kaya’nın Hanefî teşekkülü, Nail Okuyucu’nın Şâfiî teşekkülü, Muhyiddin İde’nin Hanbelî teşekkülüyle ilgili çalışmalarının hatırlatıldığı konuşmanın bu son kısımda, tasavvufla ilgili olarak Hacı Bayram Başer’in Makdisi’nin anlayışına yönelttiği eleştirilere de değinildi.
Konuşma, kitabın içeriğiyle ilgili yöneltilen soruların cevaplanması ile son buldu.