Üç Akademik Sergüzeşt

22 January 2016
15:22

Bülten Yazımız

İlim, takva, beyan sloganı ile yola çıkan İstanbul Araştırma ve Eğitim Vakfı, yeni meseleler zuhur edince kurulma­sına karar verilmiş bir vakıf olmaktan ziyade İslam geleneği içerisinde hizmet vermiş ve kendisini ilme adamış vakıf­lar silsilesinin bir halkasıdır. Dolayısıy­la İSAR, salt güncel sorunlara çözüm arayan, günlük çözümler üreten bir düşünce kuruluşu değil; bilakis ilk va­hiyden itibaren süregelen hak-batıl mü­cadelesini merkeze almayı kendisine misyon edinmiş İslam düşüncesinin bir ürünüdür. Bu vecihle Ashâb-ı Suffe’nin ruhunda, Nizâmiye Medreselerinin hamurunda, Sahn-ı Semân Medresele­rinin temelinde ve daha sayılamayacak sayısız İslam ilim ve düşünce kurum örneklerinde ne varsa İSAR’ın ruhun­da da aynı gayeler ve düsturlar vardır. Böylece gerek halen İSAR’da ilim tahsil etmekte olan öğrenciler gerek İSAR’ın müstakbel öğrencileri gerek İSAR’da ders veren hocalarımız gerekse hoca­larımızın Hocaları İSAR ruhunun ted­risinden ve irşadından geçmiştir. İşte aynı yolun yolcusu ama farklı neslin mensupları olan üç değerli İsarî, kendi ilmî ve hayatî tecrübelerini, İSAR’ın te­mel misyonunun sacayaklarından olan ‘beyan’ gayesi gereğince İSAR öğrenci­leri ile paylaşmışlardır.

Moderatörlüğünü Dr. Serhan Afacan’ın yaptığı bu konferansın diğer konuşma­cıları ise Marmara Üniversitesi İktisat Tarihi bölümünden Prof. Dr. Erol Öz­var ile Boğaziçi Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Tarih bölümlerinden mezun olan Şaban Ağlar idi. Erol Hoca’nın kısa bir hayat hikayesi ile başlayan konferansta Erol Hoca üniversite çağ­larında yaşamış olduğu İSAR ruhunu ve çalışma tecrübelerini, her alandan öğrencinin kendisini idol olarak aldığı öğrencilere büyük bir heyecanla anlat­tı. Tabi o dönemin şartlarının şimdi ki gibi geniş olmadığını bu nedenle döne­min Hocalarının büyük bir özveri ile çalıştıklarını, işte İSAR’da tecessüm eden Ashâb-ı Suffe ruhunun o hocala­rın tedrisatında yetişen öğrenciler eliy­le kurulduğunu, bizzat birinci ağızdan yaşadıklarını bizlere aktardı. Elbette konuşmasının ilk bölümünün sonunda İSAR öğrencilerinin üzerinde ne bü­yük bir yükün bulunduğunu, o kadim ruhun devam etmesi için bir önceki nesilden daha çok çalışmamız gerekti­ğini bizlere hatırlatan hoca, dünyanın birçok üniversitesinde de bulunmuş ol­masının verdiği tecrübe ve izlenimlerle bizlerden gayet umutlu olduğunu ekle­di. Erol Hoca’nın konuşmasına ekleme­ler yaparak ve sorular sorarak katkıda bulunan Serhan Hoca kendi tecrübeleri ile Erol Hoca’nın tecrübelerini karşılaş­tırarak kadim medeniyetimizin devamı için ilim, ahlak ve aksiyon gibi ana ol­guların altını çizdi. Daha sonra Şaban Ağlar’a dönen Serhan Hoca bizlere Şaban Ağlar’ın İsrail Hayfa Üniversite­si’nden master kabulü aldığı müjdesini verdi. Çok başarılı bir lisans eğitimi sü­recinden geçen Ağlar, bu başarısını İn­gilizce, Arapça ve Farsça ile süslemiştir. Başarısının sırrını çok şeyi az zamanda yapmak yerine az şeyi yeterli zamanda çok iyi yapmakla açıklayan Ağlar, işti­gal edilen uğraşa meslek olarak değil de bir zevk olarak bakılması gerekti­ğinin de altını çizdi. Diğer yanda hem Avrupa hem de Amerika tecrübesi bu­lunan Erol Özvar Hoca, Ağlar’ın bu

“Evet, sevdiğimiz işi yapmak hiç şüphe­siz bizi başarıya yaklaştıracaktır, ancak yaptığımız işi sevemiyorsak ve bu işi de değiştirme şansımız yoksa bundan son­ra yapılması gereken yaptığımız işi sev­meye çalışmaktır. Ancak yaptığımız işi sevmek yetmez bunu azim ve disiplinle desteklemek başarının olmazsa olma­zıdır. Bizleri diğer inşalardan ayıracak özelliğimiz daha fazla çalışmamız ola­caktır.” Serhan Afacan Hoca da bu de­ğerli tavsiyelere katkıda bulunarak bir işi yapmak veya yapmamaktan daha kötü olanın “-mış gibi yapmak” olduğu­nu söyleyerek bizlerin “ahsenu amel” seviyesinde işler yapmayı amaç edin­memiz ve bu yolda sabr ve sebat göster­memiz gerektiğini söyledi. Son olarak İSAR ruhunun farklı jenerasyonlarının 3 temsilcisi öğrencilerden gelen sorula­ra cevap vererek sözlerini noktaladı.

Hocalarımızın ısrarla vurguladığı sabır ve azmin bu uzun süreçte devam ede­bilmesi için lazım olan yegane etken olan moral ve motivasyonu sağlamak amacıyla düzenlenen bu konferansla, öğrenciler, kendilerine idol olabilecek kişilerin verdiği bu önemli tavsiyelerle tekrar motive oldular ve bu motivas­yonlarını gerek konferans sırasında ilgili gözlerle takip etmeleri ile gerek konferans sonundaki sorularla göster­diler. İSAR’ın en temel sloganı olan “İlim, Takva, Beyan” vizyonunun ger­çekleşmesini, müşahhas örneklerin göz önünde olması ve tavsiyeler vermesi hiç şüphesiz daha da kolaylaştıracaktır. An­cak hocalarımızın her zaman söylediği gibi işimiz zor, zamanımız dar, ancak yapacağımız işler büyüktür…