New Release: Milk Kinship and Milk Bank

16 August 2016
10:59

Türkiye’de her yıl yaklaşık 1 milyon 340 bin bebek doğmakta, 1000 bebekten 13’ü ise ölmektedir. Bebek ölüm sebepleri arasında önlenebilir nitelikteki en önemli faktörlerden biri de erken doğan bebeklerin beslenmesi ile ilgilidir. Özellikle doğum ağırlığı 1500 gramın altındaki bebeklerin beslenebilmesi ve dolayısıyla yaşayabilmesi için ise en önemli besin kaynağının anne sütü olduğu yapılan son çalışmalarla ortaya konmuştur. Erken doğan çocukların annelerinin yeterli sütü olmadığı için batılı ülkelerde bu sorun süt bankalarıyla çözülmektedir. İslam dinine göre aynı anneden süt emen bebekler arasında “süt kardeşliği” ve emziren ile emzirilen arasında “süt akrabalığı” oluştuğu için batıdaki süt bankası modelini aynen uygulamak dini açıdan birtakım sakıncaları beraberinde getirmektedir. Bu kitap bu sorunu farklı disiplinler açısından tartışarak okuyucuya geniş bir bakış açısı sunmaktadır.

Satın Almak İçin Tıklayınız...

 

Bülten Yazımız

Dünya Sağlık Örgütü (WHO), dünyada her yıl 15 milyon gebeliğin erken doğum ile sonuçlandığını ve ortalama her yıl 1 milyon erken doğan bebeğin öldüğünü bildirmektedir. Bu ölümlerin % 75 gibi büyük bir oranı alınacak tedbirlerle engellenebilir niteliktedir[1]. Türkiye’de ise her yıl toplam 1 milyon 340 bin bebek doğmakta, 1000 bebekten 13’ü ise ölmektedir[2]. Bebek ölüm sebepleri arasında önlenebilir nitelikteki en önemli faktörlerden biri de erken doğan bebeklerin beslenmesi ile ilgilidir. Özellikle doğum ağırlığı 1500 gram altındaki bebeklerin beslenebilmesi ve dolayısıyla yaşayabilmesi için ise tek besin kaynağının anne sütü olduğu yapılan son çalışmalarla ortaya konmuştur[3],[4],[5]. Erken doğum sebebiyle annenin yeterli sütü olmadığı da göz önüne alındığında ortaya önemli bir soru çıkmaktadır: Düşük doğum ağırlıklı olup beslenme ihtiyacı olan binlerce bebeğin anne sütü ihtiyacı nasıl karşılanacaktır? Bu soruya Batılı ülkelerin verdiği cevap süt bankalarının kurulması şeklindedir. Ancak bu soruya bizim vereceğimiz cevap, içerisinde yaşadığımız toplum gibi İslamî hassasiyetleri olan toplumlarda daha girift bir hal almaktadır. Zira İslam’a göre aynı anneden süt emen bebekler arasında “süt kardeşliği” ve emziren ile emzirilen arasında “süt akrabalığı” oluşmakta, bu durum özellikle evlilikler ve mahremiyet açısından sorun teşkil etmektedir[6]. Bu karmaşık durumda, süt akrabalıklarının rastgele oluşma olasılığını göze alamayıp hiçbir adım atmamakla mevcut hassasiyetleri yok sayarak tamamen rasyonel bir üslup ile süt bankaları kurmak iki uç görüşü oluşturmaktadır.

Bu iki farklı kutup arasında orta yolu bulmak, hem toplumun inançlarına göre düzenlenmiş hem de binlerce bebeğin yaşamasını sağlayacak bir çözüm üretmek için bir araya gelen akademisyenlerin katılımıyla 27 Aralık 2014’te İstanbul’da gerçekleşen interdisipliner çalıştayımızın ürünü olan çalıştay kitabını okuyucularımıza sunmaktan mutluyuz. Temennimiz Süt Akrabalığı ve Süt Bankası konusunda ülkemizdeki ilk derinlikli ve multidisipliner içeriğe sahip olacak bu eserin ülkemiz adına atılacak sağlıklı adımlara bir zemin teşkil etmesidir. Ayrıca çalışmamızın neticesinde ortaya çıkabilecek bir model belki de diğer Müslüman ülkelerde de uygulanacak, dolayısıyla ortaya çıkacak fayda sınırlarımızın çok ötesine ulaşacaktır.

Objektif ve bilimsel bakış açılarının interdisipliner bir usul ile buluştuğu kitap, süt anneliğin tarihinden, etiğine ve sosyolojisine, Osmanlı’daki uygulamalardan genetik boyutlarına, küresel konjonktürden Diyanet İşleri Başkanlığı’nın görüşlerine dek geniş bir perspektifi okuyucuya sunmaktadır.

Kitapta Prof. Dr. İlhan İlkılıç’ın ‘Anne Sütüne Antropolojik ve Etik Yaklaşımlar’ adlı makalesi, Dr. Murat D. Çekin’in kaleme aldığı “Süt Anneliğin Tarihi” , Prof. Dr. Nil Sarı’nın “Osmanlı’da Anne Sütü” başlıklı makalesi, Prof. Dr. Sertaç Arslanoğlu’nun “Türkiye’de Anne Sütü Bankasının Kuruluşu – İnanç ve Değerlere Uygun Yeni Bir Model: Anne Sütü Merkezi” adlı makalesi, Prof. Dr. Arif Kaygusuz’un “Anne Sütündeki Mikroorganizmalar Ve Hücreler” adlı makalesi, Yrd. Doç. Davut İltaş’ın “Süt Akrabalığının Fıkhî Açıdan Değerlendirilmesi” adlı makalesi, Prof. Dr. Ahmet Yaman’ın “Süt Bankası Oluşturulmasında Diyanet İşleri Başkanlığı’nın Yaklaşımı” adlı makalesi ve Nazife Şişman’ın “Anneliğe, Anne Sütüne e Bebek Beslenmesine Sosyolojik Yaklaşımlar” adlı makalesiyle multidisipliner bir yaklaşım sergilenmiştir. Kitabın sonunda bulunan bibliyografya bölümünde de konumuzla ilgili fıkhî, tıbbî, tarihî eser ve makalelerin isimleri alfabetik olarak sıralanmış halde okuyucuya sunulmaktadır.

Dipnotlar;

[1] Blencowe H, Cousens S, Oestergaard M, Chou D, Moller AB, Narwal R, Adler A, Garcia CV, Rohde S, Say L, Lawn JE. National, regional and worldwide estimates of preterm birth. The Lancet, June 2012. 9;379(9832):2162-72. Estimates from 2010

[2] Ölüm İstatistikleri, Türkiye İstatistik Kurumu Bülteni, Sayı: 18623

[3] American Academy of Pediatrics. Policy statement. Section on breastfeeding. Pediatrics. 2012;129:e827.

[4] Arslanoglu S, Moro GE, Ziegler EE. Donor human milk in preterm infant feeding: evidence and recommendations. World Association of Perinatal Medicine (WAPM) Working Group on Neonatal Nutrition Recommendations. J Perinatal Medicine 2010; 38 :347-51.

[5] Arslanoglu S, Ziegler EE, Moro GE. Optimization of human milk fortification for preterm infants: new concepts and recommendations. World Association of Perinatal Medicine (WAPM) Working Group on Neonatal Nutrition Recommendations. J Perinatal Medicine 2010; 38:233-238.

[6] Bu kitaptaki Davut İltaş – “Süt Akrabalığının Fıkhî Açıdan Değerlendirilmesi” makalesi