İSAR Kapanış Konferansı - Romanlar, İktisat ve Siyaset

3 May 2017
15:54

Bülten Yazımız

İstanbul Şehir Üniversitesi öğretim üye­lerinden Yrd. Doç. Dr. Mustafa Özel, İSAR Kapanış Konferansı kapsamında 6 Mayıs Cumartesi günü “Romanlar, İktisat ve Siyaset” başlıklı konuşmasını gerçekleştirdi.

Özel, normalde kalın teorik kitaplar­dan okuduğumuz iktisat ve siyaseti romanlardan okumanın daha sağlıklı olduğu meselesine değinerek konuşma­sına başladı. Bir metnin roman olması için büyük ölçüde yalan olması gerekti­ğini, bu sebeple de romanın Hıristiyan toplumuna ve onların hayat tarzına daha uygun olduğunu ifade eden Özel, itirafı merkeze alan toplumun roman üretmesinin tabi olduğunu, buna kar­şın tövbeyi merkeze alan toplumunsa romana karşı olmasının tabi olduğuna değinerek İslam toplumunda romanın açıkça benimsenemediğini ifade etti.

Daha sonra üzerinde siyasî ve iktisa­dî analizler yaptığı bazı romanlardan örnekler vererek konuşmasına devam eden Özel, Don Kişot’un daima ada­let ve sevgi arayıp bir o kadar da ciddi olduğunu, bunun da modern zamanda ancak delilerin gerçekleri fark edebildi­ğine işaret olduğunu ifade etti. Robinson Crusoe’da da başkarakterin bir adaya düşüp, ayrılırken de oradaki faklı ulus­lardaki kişilere adayı pay etmesinin, fa­kat tapuyu da elinde bulundurmasının kendinden sonraki üç yüz yıllık İngiliz emperyalizm tarihinin bir özeti olduğu­nu vurguladı.

Yaygın olarak iki yüz yıldır kullanılan paranın bir simya ürünü olduğuna de­ğinen Özel, romanın ulusu, ulusun da romanı oluşturduğunu ve ikisinin de varlıklarını kağıt paraya borçlu olduğu­nu ifade etti.

Tolstoy’un Kumarbaz’ı kumar borcu yü­zünden yirmi beş günde yazdığına ve yirmi beş gün gibi bir sürede yazdıysa da çok iyi hissettiği bir şeyi yazdığına değinen Özel, insanın kazanmak için değil kaybetmek için kumar oynadığı çıkarımında bulundu. Kumarın parayı değil kendini kaybetmek için oynan­dığını ve Kur’ân’da da içki ve kumar yasağının hep bir arada zikredildiğini vurguladı. İkisinde de insanın kendini kaybettiğini, kendini kaybedenin Rab­bini de kaybedeceğini ifade etti. Özel ayrıca romandaki bir kadının her gün bir saat oynayıp ayrıldığını, yazarın da kitapta onun kazanacağını söylediğini, çünkü bu kadar kontrollü birinin ku­marbaz olamayacağını ifade etti.

Özel, son olarak romanı sadece bir sanat ürünü olarak görmemek gerekti­ğini ve romanın bilgi arayışımızda bir konak olabileceğini ileri sürdü. Tahay­yül gücümüz gelişmediği sürece sade­ce taklit edeceğimizi ve romanı başlı başına bir iş olarak görmezsek kaybet­tiğimizi dahi fark edemeyeceğimizi be­lirtti. Modern dönemi anlamak için ha­tırat okunmasının da faydalı olacağını ifade eden Özel, dilin çift yanlı olduğu­nu; bir yandan hakikati açıp diğer bir yandan örttüğünü ve romanda sunulan yalanın da “gerçekten daha gerçek” bir hale geldiğini vurgulayarak konuşması­nı sonlandırdı.