Bülten Yazımız
İstanbul Şehir Üniversitesi öğretim üyelerinden Yrd. Doç. Dr. Mustafa Özel, İSAR Kapanış Konferansı kapsamında 6 Mayıs Cumartesi günü “Romanlar, İktisat ve Siyaset” başlıklı konuşmasını gerçekleştirdi.
Özel, normalde kalın teorik kitaplardan okuduğumuz iktisat ve siyaseti romanlardan okumanın daha sağlıklı olduğu meselesine değinerek konuşmasına başladı. Bir metnin roman olması için büyük ölçüde yalan olması gerektiğini, bu sebeple de romanın Hıristiyan toplumuna ve onların hayat tarzına daha uygun olduğunu ifade eden Özel, itirafı merkeze alan toplumun roman üretmesinin tabi olduğunu, buna karşın tövbeyi merkeze alan toplumunsa romana karşı olmasının tabi olduğuna değinerek İslam toplumunda romanın açıkça benimsenemediğini ifade etti.
Daha sonra üzerinde siyasî ve iktisadî analizler yaptığı bazı romanlardan örnekler vererek konuşmasına devam eden Özel, Don Kişot’un daima adalet ve sevgi arayıp bir o kadar da ciddi olduğunu, bunun da modern zamanda ancak delilerin gerçekleri fark edebildiğine işaret olduğunu ifade etti. Robinson Crusoe’da da başkarakterin bir adaya düşüp, ayrılırken de oradaki faklı uluslardaki kişilere adayı pay etmesinin, fakat tapuyu da elinde bulundurmasının kendinden sonraki üç yüz yıllık İngiliz emperyalizm tarihinin bir özeti olduğunu vurguladı.
Yaygın olarak iki yüz yıldır kullanılan paranın bir simya ürünü olduğuna değinen Özel, romanın ulusu, ulusun da romanı oluşturduğunu ve ikisinin de varlıklarını kağıt paraya borçlu olduğunu ifade etti.
Tolstoy’un Kumarbaz’ı kumar borcu yüzünden yirmi beş günde yazdığına ve yirmi beş gün gibi bir sürede yazdıysa da çok iyi hissettiği bir şeyi yazdığına değinen Özel, insanın kazanmak için değil kaybetmek için kumar oynadığı çıkarımında bulundu. Kumarın parayı değil kendini kaybetmek için oynandığını ve Kur’ân’da da içki ve kumar yasağının hep bir arada zikredildiğini vurguladı. İkisinde de insanın kendini kaybettiğini, kendini kaybedenin Rabbini de kaybedeceğini ifade etti. Özel ayrıca romandaki bir kadının her gün bir saat oynayıp ayrıldığını, yazarın da kitapta onun kazanacağını söylediğini, çünkü bu kadar kontrollü birinin kumarbaz olamayacağını ifade etti.
Özel, son olarak romanı sadece bir sanat ürünü olarak görmemek gerektiğini ve romanın bilgi arayışımızda bir konak olabileceğini ileri sürdü. Tahayyül gücümüz gelişmediği sürece sadece taklit edeceğimizi ve romanı başlı başına bir iş olarak görmezsek kaybettiğimizi dahi fark edemeyeceğimizi belirtti. Modern dönemi anlamak için hatırat okunmasının da faydalı olacağını ifade eden Özel, dilin çift yanlı olduğunu; bir yandan hakikati açıp diğer bir yandan örttüğünü ve romanda sunulan yalanın da “gerçekten daha gerçek” bir hale geldiğini vurgulayarak konuşmasını sonlandırdı.