FARSÇA ATÖLYESİ GÜLİSTAN OKUMALARI : SERHAN AFACAN

3 Aralık 2014
17:02

İranlılar ile Türkler arasında edebi, siyasi vb. alanlarda asırlarca geriye giden münasebetlerin ve kültür teatisinin olduğu aşikardır. Bu iki kültür aynı medeniyet havzasının parçaları olarak görülürse bu teatinin hakkı daha doğru şekilde teslim edilmiş olacaktır. Kuşkusuz edebiyat bu noktada en çarpıcı örnektir. Fars edebiyatı Türkçeye ve Türk edebiyatına derinden tesir etmiş ve tarih seyri içerisinde bu iki dil dünyada örneği çok fazla görülemeyecek derecede iç içe geçmiştir. Saad-i Şirazi, Hafız-ı Şirazi ve daha niceleri İran topraklarında olduğu kadar Anadolu topraklarında da okunmuş, şerh edilmiş ve hürmet görmüşlerdir. Öyle ki 16. Yüzyıl Osmanlı alim ve şarihlerinden Sûdi Bosnevî'nin Hafız Divanı'na yazdığı şerh bilahare Farsçaya tercüme edilmiş ve mevcutları arasında en ehil Hafız şerhlerinden biri kabul edilmiştir. Hakeza, Şeyh Saadi de Osmanlı medreselerinde ve sair ilim çevrelerinde ilim ve irfanın membalarından birisi olarak hürmete şayan görülmüştür. Ziya Paşa ‘Bir kimse okursa Bostan’ı / Anlar o zaman nedir cihanı’ derken yalnızca Saadi’nin Bostan’ının ilim-irfan dünyamızdaki önemini teyit etmekle kalmamış aynı zamanda Saadi’nin zihin ve gönül dünyamızda ne derece müessir olduğunu ifade etmiştir. Belh'te dünyaya açtığı gözlerini Konya'da kapatan  Mevlana Celaleddin Rumi ise şüphesiz iki kültür arasındaki irtibatının zirve noktasını temsil etmektedir. Gülistan Okumaları Atölyesinde bu kültürel irtibatın devamlılığını sağlamaya yönelik olarak Saadi’nin meşhur ve mensur eseri Gülistan’dan parçalar okunacak ve müzakere edilecektir. Atölye hem katılımcılara Farsça bilgisi kazandırmayı hem de ilerleyen haftalarda Fars edebiyatının nadide örnekleri ile aşinalık kesp etmelerini amaçlamaktadır.