SÜT AKRABALIĞI VE SÜT BANKASI 2. BASKI ÇIKTI

20 Ocak 2022
12:15

Dünya Sağlık Örgütü (WHO), dünyada her yıl 15 milyon gebeliğin erken doğumla sonuçlandığını ve ortalama her yıl 1 milyon erken doğan bebeğin öldüğünü bildirmektedir. Bu ölümlerin %75 gibi büyük bir oranı, alınacak tedbirlerle engellenebilir niteliktedir. Türkiye’de ise her yıl yaklaşık 1 milyon 340 bin bebek doğmakta, 1000 bebekten 13’ü ise hayatını kaybetmektedir. Bebek ölüm sebepleri arasında önlenebilir nitelikteki en önemli faktörlerden biri de erken doğan bebeklerin beslenmesiyle ilgilidir. Özellikle de doğum ağırlığı 1500 gramın altında olan bebeklerin beslenebilmesi ve dolayısıyla yaşayabilmesi için en önemli besin kaynağının anne sütü olduğu, yapılan son çalışmalarla ortaya konmuştur.

Erken doğum sebebiyle anne sütünün yeterli olmadığı da göz önünde bulundurulduğunda ortaya önemli bir sorun çıkmaktadır: Düşük doğum ağırlığında olup beslenme ihtiyacı olan binlerce bebeğin anne sütü ihtiyacı nasıl karşılanacaktır? Bu soruya Batılı ülkelerin verdiği cevap, süt bankalarının kurulması şeklindedir. Ancak bu soruya bizim vereceğimiz cevap, içerisinde yaşadığımız toplum gibi İslami hassasiyetlere sahip olan toplumlarda daha kompleks bir niteliktedir. Zira İslam’a göre aynı anneden süt emen bebekler arasında “süt kardeşliği”, emziren ile emzirilen arasında ise “süt akrabalığı” bağları oluşmakta, bu durum özellikle de evlilikler ve mahremiyet ilişkileri açısından sorun teşkil etmektedir. Bu bağlamda süt akrabalıklarının rastgele oluşmaması için süt bankalarının kurulmasına karşı olmak ile mevcut dinî hassasiyetleri yok sayarak hiçbir tedbir mekanizması oluşturmadan süt bankaları kurmak, birbirine zıt iki tavrı ortaya koymaktadır.

Bu çalışma, söz konusu problemi farklı disiplinler açısından tartışarak okuyucuya geniş bir bakış açısı sunma gayesiyle hazırlanmıştır.

 

Kitabı satın almak için tıklayınız.